Archive for Haziran 2015

Neobinin Bahtsız Bedevi Güncesi Part 1

By : Neobi

Bugün günlerden pazarrr.... Öyle bir yapıştı ki bugün üstüme güncel vermeyecek olsam bile hafiften bir telaş alıyor beni bu hiç de sevmediğim pazar  günlerinde :P
Şimdi pek sevgili cadılar, cadı severler, cadı sevmeyip serilerimizi sevenler bla bla bla
Sizlere başımdan geçen ufak bir şey anlatacağım :P Ondan sonra da bölümleri verip uçacağım.
Bir iki gün önce edit yaparken ben ekranımda böyle bir dalgalanmalar olmaya başladı benim. Kuzeni dürtüp dedim ki: Hatun bu ekran dalgalı deniz gibi habire git gel mi yapıyor yoksa bana mı öyle geliyor?
Hemen cevap hazır tabi küçük cücede: Pfftt oruç başına vurmuştur senin ne dalgalanması!!

Tabi ya ne dalgalanması demi! Her neyse bende onun sözlerine kani gelip içeri gittim iftar hazırlıklarına. Geri geldim ekran kapkara. Acaba dedim içimden bekleye bekleye sıkılıp kendini karanlığa mı emanet etti ama yok kazın ayağı hiçde öyle değil.
Dürtüyorum yok, kablosunu iteliyorum yok, arada bir iki geçiriyorum yok yok yok!!!
Ekrana görüntü bir türlü gelmiyor, gelemiyor..
O kadar tatlı dil ve şiddet uygulamalarımıza karşı çalıştıramadık mereti kısaca. Sonrasında bir doktora götürüp ya okumuş kişi nedir bu bebeğin hastalığı dediğimde ise bana florasanları patlamış eehh yaşıda var zaten salla florasanı bi led takalım dedi.
Tabi ben bu piyasadan bi haberim yani böyle teknik şeyler nedir ne kadar tutar pek bilmem. İyi takalım madem dedim. Oda bana 120 tl gibi bir fiyat biçti :P Arkadaş ben bile doktora muayneye gittiğimde 30 tl veriyorum özele!!
Her neyse o benim her şeyim elden bir şey gelmez demek istedim ema içimede sinmedi. Yok yok dedim kalsın. Sıkıştırdım kolumun altına benim yavruyu kös kös döndüm eve. Ufak bi araştırmayla kullandığım ekranın şuanki sıfır fiyatının 430 tl cik ( cik ekine dikkat) olduğunu gördüm. Yani sadece gördüm :D Sanki firmanın adını üstüme geçireceğeim arkadaş 430 tl de ne :P
Her neyse bu fiyat bana 120 tlden çok çok fazla gelince benim yavruyu yine koltuğumun altına sıkıştırmak suretiyle tamircinin yolunu  tutup adama "ya ben yeni monitör alacaktım ama istediğim gibi bulamadım, hep ucuz ucuz şeyler kesin kötüdür de" diyerek adama kaç yıllık arkadaşımı 120 tl karşılığı emanet ettim. Peki adam bu kıvırma çabamı yedi mi? Hiç sanmıyorum azizim :D
Şuan bilgisayarım 128 ekran bir tv ye bağlı. Ve ben dibinde oturuyorum o koca şeyin. Büyüklüğüne mi yanayım, şu gözüme sela okutan parlaklığına mı bilemedim T.T
Ben ben oldum da bu berbat görüntü kalitesine bi çare bulamadım. Sonunda da pes ettim pek başına oturmuyorum :D 
Şimdi canlar size bunu  niye anlattım? Anlattım çünkü bu mevzu günceli ilgilendiriyor epeycene.
Yukarıda saydığım nedenlerden ötürü pc karşısında vakit geçiremiyorum. Şuan bile güneş gözlüğü var gözümde o derece :P
Ekranım salı günü teslim olacak. O zamana kadar da sarkıtmak istemedim işin aslı ve günceli ikiye bölmeye karar verdim.
Bugün vereceğim bölümler güncelimin sadece ufak ama epey bir değerli kısmı :) İnanın bu üç bölümü bu tvde çıkarmak benim için büyük bir eziyetti. Çünkü shopta sayfalar siyah beyaz değil kahverengi görünüyor .s O sebeple raw sayfalarda gözümden kaçan  dalgalanmalar olabilir. Çünkü dediğim gibi pek bakılmıyor buraya. Çarparsa gözünüze şayet öyle bir durum mail atınız efenim düzeltir eklerim ekranım gelince :)
Ne diyordum heh bu güncelin ilk partı. Ve uzun zamandan beri hasretle beklenilen 3 bölümü burada vereyim dedim.
İkinci partı muhtemelen çarşamba ya da perşembe vereceğim. O güncelde ise Skip, Orange marmalade, orange, yankee, kira kun, shusin gibi çok çok kıymetli ve cici bölümler olacak. 
Eh gerekli açıklamayı yaptığıma göre gözlerim daha fazla  bu şiddete maruz kalmadan önce uçayım :P 
Gıdılardan kisss 

Güncel Listesi:
Black Bird Bölüm 27
Black Bird Bölüm 28
Dengeki Daisy Bölüm 69

Mabushi Majo Efsanesi Devam Ediyor

By : Unknown


Harika bir bahar yaşanıyordu. Neobi, Nurdish ve S.Nevale birlikte kocaman kazanlarında insanlığı mutlu edecek yeni formüller, yeni sihir arayışındaydılar. Fakat bugüne kadar hazırladıkları iksirlerin bir yan etkisi vardı. O da bu iksirleri kullanan insanlar o iksirlere bağımlı oluyor, ve ne kadar iksir elde etseler onlara yetmiyordu. Mabushi Majo köyü de canla başla onlara ihtiyaçları olan büyüyü vermeye çalışıyordu. 5 verseler, insanlar 10 istiyordu, 10 verseler 20... Yine de dur durak bilmeden devam ediyorlardı.Bu arada belirtmekte fayda var, o saf, iyi kalpli Neobi'den de eser kalmamıştı. İşte burada kendini ve mutluluğu bulmuştu. Zaman zaman kendi aralarında bile anlaşmazlıklara düşseler de, her daim kaldıkları yerden devam ediyorlardı.Bu arada aralarına  birçok tatlı cadı daha katılmıştı. Yeni cadılar, yeni büyücüler hepsi çok iyi anlaşıyordu. Saparrow, Rosario, Arumdabda, Sagoso, Spring, Hinokami, Ancaks, Ç.Penguş, K.Psyke, Barbatodori, Henna, Melinere, artemiss, Mizu, Laina, Sumire, Selenity, tenshi, Mineer, Mahlas, Dibaka, Magenta Tigergirl ve daha niceleri ya bu köyde yaşamış ya da bir soluk alıp başka maceralara gitmişti.



Yine o günlerden biriydi. Güle oynaya, Nevale'ye takıla takıla kazanlarının başında o çok güzel vakit geçiriyorlardı. Birden etrafı bir duman kaplamıştı. 
Neobi: Kazanı mı patlattın be Nevale? Dikkat et demedim mi sana?
Nurdish: Sen masanda oturmaya devam et canım, bir şey yapmasan da olur hani. Hahaha!
Nevale:
-Öyle demeyin ya! Gerçekten ben bir şey  yapmadım.

Dumanların ardından Rosario geldi ve:
-Cadılar! Saldırıya uğradık! Yerimizi bulmuşlar!
Saparrow:
-Ama nasıl olur? Biz çok güçlü bir büyüyle burayı saklamıştık! Ne yapacağız şimdi Neobi?!
Gökyüzünde ejderhalar alev saça saça dolaşıyor, barış içinde yaşayan canlılar sağa sola kaçıyorlardı. Mabushi Majo köyü daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştı.
Neobi: 
-Yaptığımız büyüyü bozabilecek hiçbir güç tanımıyorum ben. Bu muhtemelen içimizden birinin işi. Yerimizi bulmak için her şeyini vermeye hazır bir çok insan var ve kimse bugüne kadar bunu başaramadı. Kesin içimizden biri.
S.Nevale:
-Önerin nedir?
Neobi:
-Şüphelendiğim birileri var aslında. Ama emin olamıyorum. Bunun için büyülü ormandaki "şu" cadıya gidip yardım almamız gerekiyor. Bu ejderhalarla tek başımıza baş edemeyiz.
Nurdish:
-Yoksa... Yoksa Powaqa'dan mı bahsediyorsun? Yardım etmek isteyeceğinden emin değilim. Unuttun mu, en son karşılaşmanızda saç saça baş başa girişmiştiniz! Ahaha!
S.Nevale:
-Ay evet, ne gülmüştük yandan!
Neobi:
-Bunun hiç vakti değil kızlar! Derhal yola koyulmalıyız. Saparrow, derhal herkesi sığınaklara yönelt. Gizlenin ve bizi bekleyin. Bu işi çözeceğiz. Buralar sana emanet. 
Saparrow başını sallayıp dışarı koştu. Dışarıda büyük bir yıkım vardı. Ama bu kimin işiydi? 

Cevabı öğrenmek üzere yola koyuldular ve sonunda Powaqa'ya ulaştılar. 
Powaqa:
-Hayırdır, buraların yolunu bilir miydiniz siz? Unuttunuz beni sanmıştım. 
Neobi:
-Ben de seni gördüğüme sevindim, sevgili arkadaşım. Mabushi Majo'ya saldırıldı. Bununla ilgili bir bilgin var mı?
Powaqa:
-Nasıl olur? Ben bile normal şartlarda bulamam orayı. Bunu içinizden biri yapmıştır. Ah! Şimdi hatırladım, geçenlerde bir kaç sevimli kız gelip sizinle ilgili bir şeyler  sormuştu. "Mabushi Majo efsanesi doğru mu, gerçekten o cadılar var mı bizi de aralarına alırlar mı?" Ben de gerçek olduğunu ve uslu olurlarsa sizin onları bulacağınızı söylemiştim.  Yanımdan ayrıldıktan sonra aralarında "Uzak Bucak" köyünden bahsediyorlardı. Oraya bakmanızda fayda var.
Nurdish:
-Uzak Bucak, ha? O kasabanın kraliçesi uzun zamandır elimizdeki gençlik iksirini çalmaya çalışıyordu. Demek bunu o yaptı.
S.Nevale:
-Bundan daha önce hiç bahsetmemiştin bize. Peki aramızdaki köstebek kim olabilir? 
Neobi:
-Hiçbir fikrim yok. O kasabaya nasıl gidebiliriz?
Nurdish:
-Bence gerekli bilgiyi Pow'dan aldık. Geri dönmeliyiz. Kraliçe muhtemelen oradadır. 
Powaqa'ya teşekkür olarak bir kaç iksir verdikten sonra süpürgelerine atlayıp tekrar yola koyuldular. Köye ulaştıklarında karşılaştıkları manzara karşısında gözlerine inanamadılar. Kötü kraliçe, yanında arkadaşımız dedikleri üç cadı, Parus, Marus, Tarus vardı. Kraliçeyi Mabushi Majo'ya getirenler onlarmış. 
Sagoso:
-Hainler! Bunu bize nasıl yapabildiniz?! Biz sizi gerçekten sevdik, değer verdik, karşılığı bu mu?!
Tarus üzgün bir ifadeyle:
-Gerçekten çok üzgünüm, böyle olsun istememiştim.
Parus:
- bir de hiç utanmadan nasıl yaptınız diyebiliyorsunuz! Siz, hiçbir işe yaramayan asalak takımı, bütün gün pinekleyen Soğuk Nevale ve Rosario’ya bile bize vermediğiniz değeri verdiniz! Hiçbir isteğimiz yapılmadı, kıyıda köşede kalan formülleri bize kakaladınız, sesimiz çıkmadı. Koca formülleri tek başımıza biz bitirdik ama övgüyü hep Neobi aldı, Nurdish aldı. Sırf sizi mutlu edebilmek için deli gibi çalıştık! Tek başımıza öğrendik iksir yapmayı, kendi kendimizi geliştirdik! Siz tek başınıza bir formül bile üretmeyi beceremezsiniz. Hala soruyor musunuz! Yüzsüzlüğün böylesi… Hele sen Nurdish… Seni iyi biri sanırdık meğerse sen Neobi’nin kuklasıymışsın.

Parus susmuyor, deli gibi bağırıp çağırıyordu. Marus ise sessizce hüzünlü bir şekilde orada öylece duruyordu. Neobi, Nurdish ve Nevale duyduklarına inanamamıştı. Gerçekten böyle nasıl düşünebilirlerdi? Hep yanlış anlaşılmışlardı. Üzüntünün yanında öfke ağır basıyordu. Yuvam dedikleri yere bunu nasıl yapabilmişlerdi? Artık bu savaşa bir son vermenin zamanı gelmişti. Tüm cadılar ve büyücüler el ele tutuştu ve:
-Mabushi’yi Mabushi yapan biziz, her birimiz! Hepimizin emeği var her bir taşında. Böyle düşünen kimsenin aramızda yeri yok. Biz hiçbir şeyi karşılık bekleyerek yapmadık, yapmayacağız da! Bu sevdiğimiz işi elimizden alamazsınız! Çünkü biz bir AİLEYİZ!
Büyülü sözcük “Aileyiz” her bir tarafta yankılanırken birden etrafı bir parlak bir ışık kapladı. İşte Mabushi'nin adı bu parlak ışıktan geliyordu. Tüm duman, ortadan kayboldu ve gençlik iksirini uzun zamandır çalmaya çalışan kötü kraliçe ve üç cadı ortada kaldılar.

Birden Mabushi Majo ailesi güçlerini geri kazandı ve hep birlikte kötü kraliçeyi yendiler. Köy büyük hasarlar almıştı ama hiç kimse yıkılmamıştı. Cadıların birbirlerine olan inanç ve sevgisi hiçbir şekilde azalmamıştı. Ama keşke hiçbir şey böyle olmasaydı diye düşünüyorlardı. Yanlış anlaşılmaların sonucu oldukça yıkıcıydı. Bazı şeylerin geri dönüşü yoktu.

Tüm köy el ele verip kısa sürede Mabushi Majo köyünü  eski haline getirdiler. Tekrar sihirle gizli köylerini bulunmaz yaptılar. Bu büyük zaferin ardından dillere destan bir kutlama yapmaya karar verdiler. Ama bu yalnızca Mabushi Majo köyünün kurtuluşu için değildi. Kutlama için bir sebepleri daha vardı. O da…… 

NEOBİ’NİN DOĞUM GÜNÜYDÜ!!! Tüm cadılar hep birlikte büyük bir ateş yakıp büyük bir ziyafet verdiler. Mabushi Majo’nun yeniden doğuşunu ve biricik Neobi’lerinin doğum gününü 40 gün 40 gece kutladılar. Kısa sürede bu kutlamanın haberleri tüm krallıklara ulaştı. İnsanlar akın akın bu şenliğe katılmak için sıraya girdi. Mabushi Majo efsanesi nesilden nesile aktarılmaya devam etti ve bu efsane sonsuza dek devam etti….

-Son-

~Nurdish~



Gecikmeli kutladığımız için bizi affet neobik hatunum. İyiki seni tanımışız İyiki hayatımızdasın.  Daha çok kaynatılacak cadı kazanımız var :D :D. Ben zaman zaman azarını işitip omuz silkip sadece seyredeceğim sizi belki ama olsun. Ne zaman ihtiyacın olsa hepimizi yanında bulacağından hiç şüphen olmasın. Kocaman öpüyoruz seni Neobik hatun
Bu hikaye senin hediyen, mabushi majo köyünün sakinlerinin hediyeleriyse....



Dear, Only You Don't Know 21. Bölüm
Hatsukoi  Wazurai (1-2-3. Bölüm) Bitmiştir
Hero Waltz  8. Bölüm
Kamisama Hajimemashita 37. Bölüm
Taiyou No İe   31. Bölüm
Yankee-kun to Megane-chan  129. Bölüm
Youko x boku  31. Bölüm
 Watashi ga Motete Dousunda  8-9. Bölüm
Yamada-kun to 7-nin no Majo  147. Bölüm


 Bu güncelde de emeği bulunan tüm mabushi majo ailesinin ellerine sağlık...
Görüşmek üzere

Mabushi Majo Efsanesi...

By : Nurdish
Bu bir Külkedisi hikayesidir...


Zamanın birinde, uzak diyarlarda güzelliği dillere destan, ama bir o kadar da bahtsız bir kız yaşarmış. Herkese iyi davranır, yardım etmek için gerektiğinde kendinden verir, yine de kimseye yaranamazmış ve güzelliğinden ötürü kıskanç insanlar tarafından hep itilir kakılırmış. Buna rağmen, hiç umursamadan yine onlara iyilik yapmaya devam edermiş. Bahtsız prensesimizin adı… Neobella…
Günün birinde, yine etrafındaki insanlar, yufka yürekli Neobella'yı kasabadan uzaklaştırmak için  duygu sömürüsü yapıp, birkaç meyve sebze almak bahanesiyle onu yan kasabaya göndermek istemişler. Yan kasaba dediğime bakmayın, aradaki mesafe en az üç gün… Kötü yürekli arkadaşları hiç acımaksızın, güle oynaya onu bu korkunç yolculuğun kollarına atmış. Neobella yanına üç günlük azığını da alıp istemeye istemeye yola koyulmuş. Güzergâhında ürkütücü ormanlar, 
korkunç hayvanlar onu bekliyormuş. Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş…  Yırtıcı hayvanlardan kaçarken kendini ciddi bir şekilde yaralamış. Bir ağaca yaslanıp dinlenirken karşısına birden selvi boylu, yakışıklı, beyaz at üzerinde bir genç çıkmış.
Neobella bir an irkilmiş ve:
-K-Kimsiniz siz?!
Beyaz atlı genç:
-Korkmayın lütfen. Ben Nurdinto. Size bir zarar vermeyeceğim. Bu tehlikeli ormanda bu saatte ne işiniz var, öğrenebilir miyim? Yaralanmışsınız siz! Ne oldu size?!
-Yaşadığım kasabanın bazı ihtiyaçları vardı. Onları almak için diğer kasabaya gidiyorken yaralandım.
-Nasıl olur da yalnız başınıza bu tehlikeli ormana gitmenize müsaade ederler?! İzin verin, size yardım edeyim.
Beyaz atlı genç karşısında büyülenen Neobella hayır diyememiş ve kabul etmiş. Beyaz atlı genç yaralarını sarmış ve:
-Buraları çok iyi bilirim, bu saatte çok tehlikeli yaratıklar ortaya çıkar. Yakınlarda küçük bir yerleşke var. Pek kimse bilmez. İzninizle sizi oraya götüreyim. Buyurun atıma binin.
Neobella ilk başta duraksamış olsa bile herkesi kendi gibi iyi niyetli zannettiği için kabul etmiş. Yol süresince Neobella kendi hazin hikâyesini anlatmış. Biraz ilerledikten sonra karşılarına güzel ama bir o kadar da soğuk bir kız çıkmış. Neobella:
-Ben seni tanıyorum. Sen Sibirya Nevamma’sın, değil mi?
-Evet, ben de seni tanıyorum. Etrafındaki insanlar sana çok eziyet ediyorlardı. Orayı terk mi ettin yoksa?
-Hayır, sadece onlara birkaç malzeme almak için yan kasabaya gidiyordum. Giderken de Nurdinto ile karşılaştım. Bana yardım ediyor.
Nurdinto:
-Merhaba küçük hanım. Kaybolmuş gibi duruyorsunuz.  Bizimle gelmek ister misiniz?
-Gerçekten kayboldum. Teşekkür ederim.
Nevamma aslında çok hoş bir kızdı ama soğuk davranışlarından ötürü ona Sibirya lakabını takmışlardı. Yolculukları üç kişi olarak devam etti. Nurdinto’nun yönlendirmesiyle ufak bir köye ulaştılar. Virane bir yer, pek de güven verici değildi ama bu saatte başka çareleri yoktu. Küçük bir kulübede şömineyi yakıp dinlenmeye başladılar. Neobella:
-Burası nasıl bir yer böyle? Neden hiç kimse yok?
Nurdinto:
-Aslında burada bir çok canlı uyum içinde mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürürler ama sizi tanımadıkları için ortaya çıkmıyorlar.
Tam o anda kocaman bir ayı ortaya çıkar ve kükrer. Der ki:
-Sen ne yaptığını zannediyorsun?! Bu insanları saklı köyümüze nasıl getirirsin?!
Nurdinto:
-Ben onlara güveniyorum. Onlar da benim gibi kaybolmuşlar, çok zor bir hayat geçiriyorlar. Şans tanı onlara.
Neobella çok korkmuştu ama içini merak da sarmıştı. Dedi ki:
-Ben kimseye zarar vermek için gelmedim. Sadece geceyi geçirmek için buraya sığındım. Eğer istemezseniz hemen giderim.
S. Nevamma ise istifini bozmadan, soğuk bir ifade ile konuşulanları dinliyordu.
Büyük ayı dedi ki:
-Pekala. Madem Nurdinto sizde bir ışık görüp buraya getirmiş, size bir şans vereceğim. Yalnız şu an hiçbir şey gördüğünüz gibi değil. Bu gerçeği kaldırabilecek misiniz? Bizleri dışarıdan kimseler sevmez. Hep kötü anılırız, hakarete uğrarız. Bu yüzden pek kimseyi aramıza almayız. Gerçek yüzümüzü görmeye hazır mısınız?
Neobella ve Sibirya Nevamma kafalarını salladılar ve büyü bir anda ortadan kayboldu. İçinde bulundukları virane kulübe aslında büyük bir şato, karşılarında duran büyük ayı da tatlı bir çocuk ve Beyaz atlı genç Nurdinto ise aslında sevimli bir cadı, beyaz atı da süpürgesiydi.







Nurdinto:
-Tekrar merhaba. Ben aslında bir cadıyım. Burası da Gözalıcı Cadıların yeri olan MBUSHİ MAJO köyü. Size güvenip güvenemeyeceğimden emin olmak için size böyle göründüm. Adım ise Nurdish. Her ne kadar değerimiz bilinmese de biz cadılar olarak tüm insanlığa mutluluk, eğlence ve büyü getiriyoruz. İnsanlar bunun farkında olmasa da, biz onlar için karşılık beklemeden çaba gösteriyoruz. Bize katılmak ister misiniz?
Neobella ve Nevamma mutlu bir ifadeyle kafalarını salladılar.
Nurdish:
-Peki o zaman. Alın şu süpürgeleri, artık sizler de birer cadısınız! Cadı adlarınız ne olsun?
-Benim adım Neobi olsun. Bu ismi oldum olası çok sevmişimdir.
-Bana da Soğuk Nevale diyebilirsiniz. Kısaca S.Nevale.
Böylece bu üç kız birlikte yaşamaya ve tüm insanlığa mutluluk dağıtmaya karar verirler. Zaten hiçbirinin ne dönecek bir yeri vardı, ne da arkasından ağlayacak kimseleri. Bu güzel Mabushi Majo köyünde birlikte uzun yıllarca birlikte yaşarlar. Ta ki köy saldırıya uğrayana kadar… 
3 gün öncesi...

Devam Edecek...

- Copyright © Mabushi Majo - - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -